Kuranda astronomi - gökteki dağlar

 

KUR’AN’DA ASTRONOMİ - GÖKTEKİ DAĞLAR VE  KUYRUKLU YILDIZLAR , ASTROİTLER 

 

BEN ALLÂHIN KULUYUM.

Atılmış şeytandan Allâha sığınırım. 

Rahmeti Her Şeyi Kapsayan , Çok Rahmet Eden Allâhın adıyla.

(Kuran - 1 Fâtiha sûresi , Âyet 1) “Övgü , Evrenlerin yetiştireni Allah içindir”.  

Selâm (esenlik-sağ oluş) yüce Allâhın rasûlu Muhammedin üzerine olsun ve yüce Allâhın rahmeti ve O’nun bereketleri. 

RESİM -1- GÜNEŞ SİSTEMİ – KUİPER KUŞAĞI – OORT BULUTSUSU ; BÜYÜKLÜK ORANTILI

Fotoğraf açıklaması yok. 

En sağda OORT BULUTSUSU = TRİLYONLARCA GÖKSEL NESNE GÜNEŞ SİSTEMİNİ HER YÖNDEN KÜRESEL BİÇİMDE BİR BULUT GİBİ SARMIŞ. 

Ortada KUİPER KUŞAĞI DİSKİ GÜNEŞ SİSTEMİNİN ÇEVRESİNİ BİR DİSK GİBİ SARMIŞ.

Solda GÜNEŞ VE GEZEGENLERİNİN YÖRÜNGELERİ

Sol altta 9 GEZEGENİN BÜYÜKLÜKLERİ ORANTILI GÖSTERİMİ.

                  Gökte dağ olur mu , çok garip bir şey bu. Dağ gökte durur mu. İlk duyuşta imkansız gibi görünüyor. Fakat bu imkansız olduğunu düşündüğümüz durum yakınımızda olması durumudur. Dünyâdan uzakta olan dağ yada dağlar gibi nesneler var olabilir. Zîra uzaklardaki nesneler dünyâmızın çekim gücünden etkilenmezler. Gökyüzünde büyüklü küçüklü pek çok nesne var. Bunlar toz kadar küçüklükten dünyâmızın milyonlarca katı büyüklüğe kadar ulaşan güneş ve yıldızlara kadar çeşit çeşit nesnelerdir. Dağ kadar olanları da vardır. Dağ denilecek büyüklükteki bir nesne elli - yüz metreden yüzlerce , binlerce kilometrelere varan büyüklüğü olan nesnelerdir. Gökyüzünde bulunan bu büyüklükteki nesnelerin bir kısmı kuyruklu yıldızlardır. Kuyruklu yıldızlar genellikle 1 kilometre ile 20 kilometre genişliğinde olan , bir kısmı 300 kilometreye kadar büyüklüğü olan nesnelerdir. Öyleyse kuyruklu yıldızlar dağ denilecek boyutlardadırlar. Öyleyse Kuranın bildirdiği gibi gökte dağlar vardır. Gökteki dağlardan bahseden âyet , Kuranın 24 numaralı sûresi olan Nûr sûresinin 43  numaralı âyetidir.

(Kuran – sûre 24 , Nûr sûresi - âyet 43) “Görmedin mi elbette Allah sürer bir bulutu sonra arasını birleştirir sonra eder onu bir yığın böyle iken görürsün yağışı çıkar arasından ve indirir gökten , dağlardan , onun içinde , buzdan , böyle iken isâbet ettirir onunla kime dilerse ve savar onu kimden dilerse neredeyse şimşeğinin parıltısı gider görmelerle”.   
                 Kur’an’ın bahsettiği gökteki dağlarda buz var. Kuyruklu yıldızların içeriği de buz , toz ve donmuş gazdır. Öyleyse Kuranın bahsettiği gibi gökyüzünde , kendisinde buz bulunan dağlar var. Bu kuyruklu yıldızların geldiği düşünülen , güneş sisteminin dışındaki iki bölgede , bu türdeki büyük nesnelerle , gökteki dağlarla dolu olduğu düşünülüyor. 

                 Bu bölgelerden birisine Kuiper kuşağı denir. Bu bölgede pek çok kuyruklu yıldız büyüklüğünde gezegen sayılmayan , dağ denilebilecek gök cisimleri vardır. Boyutları 100 kilometreden büyük olanlarının miktârının en az 70 bin adet olduğu tahmin edilmektedir. (ASLINDA BUNUN ANLAMI , KUİPER KUŞAĞINDA 70 BİNDEN DAHA FAZLA MİKTARDA KÜÇÜK GEZEGENİN VAR OLDUĞUDUR).

                 Diğer bölgeye ise Oort bulutu denir. Oort bulutunda bulunduğu tahmin edilen kuyruklu yıldız miktarı 100 milyar ile 1 trilyon civarındadır. Bu bölge , güneş sistemini , dışardan , küre biçiminde kaplamıştır. (DEMEK OLUYOR Kİ , OORT BULUTUNDA TRİLYON CİVÂRINDA KÜÇÜK GEZEGEN VAR).  

RESİM -2- GÜNEŞ SİSTEMİ – KUİPER KUŞAĞI – OORT BULUTSUSU ; BİRLİKTE ÇİZİMİ

Fotoğraf açıklaması yok.

                 Kur’an’ın bahsettiği , gökte bulunan , kendisinde buz bulunan dağlardan buz indirildiği konusuna gelince , pek çoğumuzun seyretmeyi sevdiği , garip gök olaylarından birisi olan , göktaşı yağmuru işte budur anlaşılan.  Göktaşı yağmurlarının kaynağı yakınımızdan geçen kuyruklu yıldızlardır. Kuyruklu yıldızların kuyruğunun döküntüleri dünyâmızın atmosferine girer ve böylece dünyâmıza gökten yağarlar. Dünyâmıza yağan bu Göktaşlarının içeriği de , genel olarak , kuyruklu yıldızın yüzeysel içeriğiyle aynıdır , büyük bir kısmı da buzdur.   

ALINTI =  Kuyruklu yıldızların içeriği =  

                  "Kirli kartopu" ya da "buzlu çamur topu" olarak anılırlar. İsimlerinde yer almasına rağmen (Kuyruklu yıldızlar) yıldız değildirler, buz (su ve donmuş gazlar) ve (bir nedenle Güneş Sistemi'nin oluşumu sırasında gezegenlerde yoğunlaşamamış) kozmik toz karışımından oluşurlar.

                  Böylece her gün ortalama binlercesi dünyaya yağar. Ancak yılın belirli zamanlarında net görünen büyük gök taşı yağmurları olur ve zamanı bilindiği için seyredilebilir bir ışık gösterisi olur.  ALINTI SONU.

                  Kur’an’ın bu yağıştan  başka bahsettiği diğer şey ise göz alıcı , aşırı parlak , şimşeğinin olduğudur. Göktaşlarının düşerken oluşturduğu ışık gösterisi de şimşeğin çakması gibi bir yönden diğer bir yöne doğru uzayan bir ışık hareketi şeklindedir. Yine de bu ışık gösterisi şimşek kadar göz alıcı ve görmeyi etkileyici değildir genellikle. Âyette bahsedildiği kadar parlak , göz alıcı , görmeyi etkileyici bir göktaşı ışığı parıltısı olup olmadığını ise bilmiyorum. Yüce Allah en iyi bilendir. Yine de tüm bu anlatılanlardan anlaşılan o ki , yüce Allâhın bu âyette bildirdiği gibi , gökte dağlar var , gökteki bu dağlarda buz var , gökteki bu buzdan yeryüzüne yağıyor , bu yağmur sırasında parlak ışık görüntüsü , şimşeği var  ve bu olayların kaynağı olan nesneler ise MUHTEMELEN , GÖKTEKİ DAĞLAR OLAN GÖKTAŞLARI , GÖKDAĞLARI ,  METEORLAR VE KUYRUKLU YILDIZLAR. VEYÂ BAŞKA BOYUTTAKİ GÖREMEDİĞİMİZ DAĞLAR.

                  Öyleyse , Kuranın bu âyeti de , çağımızda yeni öğrenilen bu bilgiyi ,

-1- göktaşları , meteorlar , kuyruklu yıldızların içinde ne olduğu bilgisini

veyâ

-2- halka açıklanmamış olsa da , artık bâzı insanlar tarafından bilinen , bermuda üçgeninin de faaliyetine sebep olan , dünyanın yakın çevresinde dönen , ay hâricindeki bir başka dünyâ uydusundan

veyâ

-3- bunun dışında olan , başka boyuttaki bir takım dağların da olabileceği bilindiği için ,

                     Kur’ânda , bu çağa kadar bilinmeyen bu gibi oluşumların olduğunun haber verilmesi , 1400 yıl öncesinden , insan biliminin ötesindeki gerçekleri haber veren bir mûcizedir. Öyleyse bu âyet , bu bilgiyi 1400 yıl önceden , insan bilimi ile bilinmeden bildiren Kuranın bir mûcizesidir , bu mûcize isbat eder ki Kuran yüce Allâhın kitabıdır.  

                      Tüm bu açıklamalara açık olmakla birlikte , bu âyette bahsedilen dağların , gökteki bulut dağları anlamında olmasının dâhi mümkün olduğunu hatırlamakta fayda vardır. Bizim düşündüğümüzden başka bir gerçek olarak , bulutlar da çevremizi saran havâ tabakası anlamındaki göğün , atmosferin dağları sayılırlar.

                     Zâten başka bir âyette , dağları donuk sanırsın ve o bulutlar gibi geçer gider denilmesi de buna destek olması mümkün bir bilgidir. Bu durumda , değişik fiziksel ortamların kendilerine göre özellikleri , diğer ortamların fiziksel özellikleri ile kıyas edilebilir ,  davranışları  hesap edilebilir , matematik kesinlikte sonuçlar elde edilmesine de vesîle olur. 
                    Bunun benzeri , suyun ve atmosferin ve uzayın hareket biçiminin de su fiziği , akışkan fiziği ile kıyaslanabilir etkileşimleri olmasıdır. Böylece dünyanın dağları gibi atmosferin dağları ve dâhi uzayın dağları da buna kıyasla daha şeffaf dağlar olabileceği hesap edilmelidir.  

                    Ancak bu konudaki gibi , bu kıyas , dünyâ dağları gibi dağların uzayda olmasına engel değil. Denizlerin dalgaları gibi , atmosferin de dalgaları rüzgarlardır muhtemelen ve dâhi uzayın da dalgaları olması mümkün ve de zannımca  vardır.  

                   Buna rağmen , başka boyutta yada bizim varlık boyutumuzda olan dalgalar ve dağlar ve letâfet , incelik , yada kesâfet , kesiflik , yoğunluk ortam farklarının ortam fizikleri birbirine kıyas edilebilirliği ile bilimsel kıyasla büyük keşifler ve algı açan , kolay anlama yolu var bu bilgide.

                  Bunlarla birlikte bizim boyutumuzun : varlık frekansımızın dışındaki varlıklar için de bu gibi bir kıyas mümkündür. Böylece paralel evrenler hakkında da kıyas ile olasılık bilgileri elde etmek mümkün olur.

 

Âyet  =  “…ve (Gerçeğe) İletme’ye uyan Sağ Olsun”  (Kuran – 20  Tâhâ sûresi , Âyet 47)

Âyet  =  “Övgü , Evrenlerin yetiştireni Allah içindir”  (Kuran – 1 Fatiha sûresi , Âyet 1)

Yazar = Ali kenan Aydın   

İlk yazım tarihi = 4 Temmuz 2012 Çarşamba (Târihinden önce yazıldı – son düzenleme 27-03-2019)

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol